10 Eylül 2009 Perşembe

Gizemli damlacıklar...

İlginç bir havası var Yerebatan Sarnıcı'nın...

Nemli, hafif serin, loş, rutubetli...
Ama insanın nefesini tıkamıyor. Astımlılar rahat ediyor burada. Hatta astımı olan annem, nefesinin açıldığını söylüyor. Psikolojik mi bilmiyorum ama, gerçek bu. Ortam tarih kokuyor.


Yerler biraz ıslak. Özellikle Medusa Tanrıcasına doğru giderken yerlerin bayağı ıslak olduğunu görüyoruz. Vücudumuza arada sular damlıyor. Benim koluma damladı. Bu su nereden geliyor? Çok ilginç... Yerebatan Sarnıcı'nın zeminde balıklar da var; rengarenk, çeşit çeşit, büyüklü küçüklü balıklar özgürce dolaşıyorlar. Turistler sarnıcın suyuna para atıyor. Ne kadar şanslı ve zengin balık bunlar. Paraların içinde yüzüyorlar resmen :)



Koskoca 9 metrelik sütunların asırlar önce oralara nasıl yerleştirildiğini düşündüğümüzde şaşırmamak elde değil! İşte asırlardan kalma bir başarı hikayesi... Burada fotoğraf çekmek için biraz daha dikkatli olmak gerekiyor. Makineniz çok profesyonel değilse, devasa alanı aydınlatmak için muhtemelen flaş yetmeyecektir. Flaşsız çektiğimizde ise elimizi titretmemezi gerekiyor. Yoksa renkler birbirine karışır. En iyisi tripod (üç ayak) kullanmak. Tripodu taşımak için kendimde güç bulamadım. Bende elimin titrememesi için bayağı uğraştım. Umarım beğenmişisinizdir.

Daha fazla bilgi için resmi sitesi;
www.yerebatan.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder